MALVARLIĞINA KARŞI SUÇLARDA İSTİNAF/YARGITAY AŞAMASINDA ZARARIN GİDERİLMESİ VE ETKİN PİŞMANLIK
Bursa'da ceza hukuku
alanında uzmanlaşmış ceza avukatı arıyorsanız Bursa Hukuk Bürosuyla iletişime geçebilirsiniz.
Bursa Hukuk Bürosu
ceza hukuku alanında uzmanlaşmış kadrosuyla size yardımcı olacaktır. Bursa
Hukuk bürosu kadrosunda beş avukat ve iki stajyer bulunmakta olup
avukatlarımızdan iki tanesi ceza hukuku alanında uzmanlaşmış ceza avukatlarıdır.
Malvarlığına Karşı Suçlar
Nelerdir?
Hırsızlık, yağma, mala zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz, güveni
kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflas, karşılıksız yararlanma, şirket
veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi, suç eşyasının satın alınması veya
kabul edilmesi ve bilgi vermeme suçları temel olarak malvarlığına karşı işlenen
suçlardan olup söz konusu suçlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. Kısmının
10. Bölümünde olmak üzere Malvarlığına Karşı Suçlar başlığı altında ve 141-169.
Maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Genel Anlamda Etkin Pişmanlık
ile Malvarlığına Karşı Suçlarda Etkin Pişmanlık
Failin veya sanığın işlediği suçtan
dolayı pişmanlık duyması ve bu sebeple suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği
zararı ortadan kaldırması/tazmin etmesi üzerine suçun niteliğine göre,
verilecek olan cezada indirim yapılması veya hiç ceza verilmemesi Türk Ceza
Hukukumuzda etkin pişmanlık kurumu olarak düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık kurumu,
cezada indirim yapılmasını veya cezayı kaldıran şahsi sebeplerden olup, kural
olarak her suçta değil yalnızca TCK’de açıkça düzenlendiği hallerde uygulanmaktadır.
Malvarlığına karşı işlenen suçlarda
uygulanacak olan etkin pişmanlık hükümleri ise TCK’nin 168. Maddesinde
düzenlenmiş olup işbu madde,
‘’1)
Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli
iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında
kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat
pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin
suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı
indirilir.
(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma
başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde,
verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
(3) Yağma suçundan dolayı etkin
pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde
yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.
(4) Kısmen geri verme veya tazmin
halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun
rızası aranır.
(5) (Ek: 2/7/2012 – 6352/84
md.) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım
edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin
uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde
kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi
halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra
hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.’’ Şeklindedir.
Kanun maddesinden anlaşıldığı
üzere malvarlığına karşı suçlarda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi
için öncelikle işlenen suçun malvarlığına karşı işlenen suçlardan olması, suçun
tamamlanması ve akabinde failin/azmettirenin/yardım edenin veya sanığın kendi
özgür iradesiyle mağdurun uğradığı zararı aynen iade etmesi veya zararı tamamen
tazmin etmesi gerekmektedir. Malvarlığına karşı suçlarda
failin/azmettirenin/yardım edenin veya sanığın, mağdurun zararını kısmen iade
etmesi veya kısmen tazmin etmesi halinde ise kişinin etkin pişmanlık
hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı mağdurun rızasına bağlı olup bu kapsamda
etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen kişinin, mağdurun zararını
aynen iade etmesi veya zararın tamamını tazmin etmesi kendi yararına olacaktır.
Bu kısımda belirtmek gerekir ki
etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen kişinin kendi iradesiyle
pişmanlık göstermesi bir zorunluluktur. Nitekim suç işleyen kişinin yalnızca
cezadan kurtulmayı veya cezada indirim yapılmasını amaçlayan eylemleri, etkin
pişmanlık kapsamında değerlendirilemeyeceğinden her somut olayda pişmanlık
unsurunun tespit edilmesi hukuka uygun olacaktır.
Etkin pişmanlık hükümlerinden
yararlanmak isteyen kişinin dikkat etmesi gereken bir diğer husus ise zararın
giderildiği aşamadır. Nitekim TCK’nin 168. Maddesine göre mağdurun zararının
soruşturma aşamasında giderilmesi halinde verilecek olan cezada üçte ikiye
kadar indirim uygulanırken cezanın kovuşturma aşamasında fakat hüküm verilmeden
önce giderilmesi halinde cezanın yarısına kadar indirim uygulanır. Görüldüğü
üzere mağdurun zararının hangi aşamada giderildiği, faile verilecek cezayı
büyük ölçüde etkilemekte olup bu kapsamda mağdurun zararını gidermek isteyen
kişinin bu zararı en azından soruşturması aşamasında gidermesi kendi yararına
olacaktır.
Malvarlığına Karşı Karşı
Suçlarda İstinaf/Yargıtay Aşamasında Zararın Giderilmesi ve Etkin Pişmanlık
Yukarıda da görüldüğü ve
açıklandığı üzere TCK’nin 168. Maddesinde etkin pişmanlık hükümlerinin,
soruşturma aşaması ile kovuşturma aşamasında hüküm verilmeden önce uygulanacağı
düzenlenmiştir. Ancak her ne kadar söz konusu kanun maddesinden ilk bakışta mağdurun
zararının ilk derece mahkemesi tarafından hüküm verildikten sonra hiçbir
şekilde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmayacağı anlamı çıksa da ve
doktrinde yer alan görüşler ağırlıklı olarak bu yönde olsa da Yargıtay’ın son
yıllardaki görüşü aksi yöndedir.
Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 2017/4300
E. 2018/1576 K. Sayılı ve 08.02.2018 tarihli kararı,
‘’5237 sayılı TCK'nın 168/2. maddesi ''Etkin pişmanlığın kovuşturma
başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde,
verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.'' şeklinde düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere kovuşturma başladıktan sonra etkin pişmanlık hükümleri
failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek
mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle ancak hüküm
verilinceye kadar tamamen gidermesi halinde uygulanabilecektir. İlk derece
mahkemesince verilen hükümden sonra mağdur ...'ın 05/04/2017 havale tarihli
dilekçesi ile, zararının giderildiğini, şikayetinden vazgeçtiğini belirttiği,
sanıklar müdafiinin de istinaf ve temyiz dilekçeleri ekinde sunduğu
zarar giderimine ilişkin protokol ve mağdur ...'ın hesabına yapılan zarar
giderimine ilişkin banka dekontu tarihinin ilk derece mahkemesinin hüküm
tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince verilen
hükümden sonra yapılan ödeme sebebiyle sanıklar hakkında TCK'nın 168/2. maddesi
uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağı ana kural
olmakla birlikte, bu kuralın birinci istisnası, ayrıntıları Yargıtay Ceza
Genel Kurulu'nun 12.02.2013 tarih, 2012/11-979 esas ve 2013/46 karar sayılı
kararı ile istikarlı uygulamalarında belirtildiği üzere, sonradan
ihdas edilen lehe durum nedeniyle uyarlama yargılaması yapılması ve yargılama
sonunda verilecek hükümden önce gerçekleşecek ödemeler sebebiyle sanık
hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesinin mümkün
olmasıdır. Ayrıca sanıklar tarafından ilk derece mahkemesince verilen hükümden
sonra kararın istinaf talebi üzerine dosyanın Bölge Adliye
Mahkemesine gitmesi ve bu aşamada mağdurun uğradığı zararın giderilmesi halinde
Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin hükmü sadece TCK'nın
168/2. maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle bozulamayacak ise de; ilk
derece mahkemesi hükmünün başka sebeplerle bozulması halinde ilk derece
mahkemesince yeniden yargılama yapılacağından bu aşamada
yine etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün olacaktır. Aynı
şekilde ilk derece mahkemesince verilen hükümden sonra
kararın istinaf talebi üzerine dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine
gitmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi hükmü
kaldırılarak istinaf tarafından yargılama yapıldığı sırada yapılan
ödemeler sebebiyle de sanıklar
hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün
olacaktır. Nihayet hükmün temyizi üzerine dosya Yargıtay'a
gelipte, bozma üzerine ilk derece mahkemesine gittiğinde yada Yargıtay'ın ilk
derece mahkemesi olarak yargılama yaptığı sırada yapılan ödemeler sebebiyle de
sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması
mümkün olacaktır.’’ Şeklindedir.
Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 2019/2447
E. 2019/9134 K. Sayılı ve 28.05.2019 tarihli kararı, ‘’...sanık
tarafından ilk derece mahkemesince verilen hükümden sonra
kararın istinaf talebi üzerine dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine
gitmesi ve bu aşamada mağdurun uğradığı zararın giderilmesi halinde Bölge
Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinin hükmü sadece TCK'nın 168/2.
maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle bozulamayacak ise de; ilk derece
mahkemesi hükmünün başka sebeplerle bozulması halinde ilk derece mahkemesince
yeniden yargılama yapılacağından bu aşamada
yine etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün olacaktır. Aynı
şekilde ilk derece mahkemesince verilen hükümden sonra
kararın istinaf talebi üzerine dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine
gitmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi hükmü
kaldırılarak istinaf tarafından yargılama yapıldığı sırada yapılan
ödemeler sebebiyle de sanık
hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün
olacaktır. Nihayet hükmün temyizi üzerine dosya Yargıtay'a gelipte, bozma
üzerine ilk derece mahkemesine gittiğinde yada Yargıtay'ın ilk derece mahkemesi
olarak yargılama yaptığı sırada yapılan ödemeler sebebiyle de sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin
uygulanması mümkün olacaktır.’’ şeklindedir.
Yukarıda yer alan Yargıtay
kararlarından anlaşıldığı üzere;
1-İlk derece mahkemesi
tarafından hüküm verildikten sonra dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gitmesi ve
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan yargılama esnasında zararın
giderilmesi,
2-Bölge Adliye Mahkemesi
tarafından ilk derece mahkemesi hükmünün bozularak dosyanın yeniden yargılama
yapılması amacıyla ilk derece mahkemesine gönderilmesi ve zararın bu aşamada giderilmesi,
3-İlk derece mahkemesi dosyasının
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenmesi sonrasında ilk derece mahkemesi
hükmünün kaldırılarak istinaf tarafından yargılama yapılması aşamasında
zararının giderilmesi,
4-Hükmün temyiz edilmesi
halinde Yargıtay tarafından bozma kararı verilmesi üzerine dosyanın ilk derce
mahkemesi gitmesi ve ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yargılama
yapılırken zararın giderilmesi,
5-Hükmün temyiz edilmesi
halinde Yargıtay’ın ilk derece mahkemesi gibi yargılama yapması sırasında
zararın giderilmesi hallerinde de suç işleyen kişi, etkin pişmanlık
hükümlerinden yararlanabilecektir.
Özetle her ne kadar TCK’nin 168.
Maddesinde yer alan düzenlemeden ilk derece mahkemesinde hüküm verildikten
sonra etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmayacağı şeklinde bir anlam çıksa da
Yargıtay’ın istikrar kazanmış olan görüşüne göre suç işleyen kişi tarafından
mağdurun zararının istinaf veya temyiz aşamasında giderilmesi halinde de etkin
pişmanlık hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Bu bağlamda suç işleyen kişi ilk
derece mahkemesinde yargılama yapıldığı esnada etkin pişmanlık hükümlerinden
yararlanmamışsa ve mağdurun zararını gerçekten kendi isteği ile gidermek
istiyorsa istinaf veya temyiz aşamasında mağdurun zararını gidererek TCK’nin
168. Maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir.
Bu
süreçle ilgili daha spesifik bir durumunuz veya sorularınız varsa Bursa Hukuk
Bürosu Bursa ceza avukatları olarak yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.